Hattuşa'nın en etkileyici kutsal alanı, şehrin biraz dışındaki yüksek kayalıkların arasına gizlenmiş Yazılıkaya açık hava tapınağının (Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı) açık hava tapınağıdır. Dönemin Yeni Yıl kutlamaları için kullanılan bu açık hava tapınağında, ülkenin önemli tanrı ve tanrıçalarının kayalara oyulmuş kabartmaları bulunmaktadır. A ve B odaları olmak üzere iki bölümde ziyaret edilebilen Yazılıkaya, antik dünyanın tanrı ve tanrıçalarını betimleyen görkemli kaya oymalarıyla Hitit panteonunu yansıtmaktadır. Hitit İmparatorluğu'nun ulusal tapınağı olarak kabul edilen Yazılıkaya'nın, ilk yapım aşamasında bir duvarla dış dünyadan izole edildiğine inanılıyor. Tapınağın ikinci aşaması, Büyük Galeri'deki kabartmalarla birlikte III. Hattuşili döneminde inşa edilmiştir. Tudhaliya IV döneminde tamamlanmıştır. Şimdi Yazılıkaya olarak adlandırılan bu ulusal tapınak, Hattuşaş'ın (Boğazköy) iki kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır. Doğal kaya üzerine inşa edilen açık hava tapınağı, üç farklı döneme ait yapılarla çevrilidir. İlk dönemde, kaya tapınağı dış dünyadan izole etmek için bir kuşatma duvarı inşa edilmiştir. İkinci aşamada, anıtsal bir girişi olan geleneksel bir Hitit tapınağı eklenmiştir. Üçüncü dönemde, ana yapının doğu kanadı Küçük Galeri'nin önünde daha işlevsel bir girişe dönüştürülmüştür. A Odası'ndaki ilk figürler, on iki yeraltı tanrısının kabartmalarını içerir ve arka duvardaki merkezi sahne, Tanrı Teshub ve Tanrıça Hepat'ın karşılaşmasını tasvir eder. Tanrıça figürlerinin sonunda, ana sahnenin karşısında, bu açık hava tapınağının en büyük figürü olan IV. Tudhaliya yer almaktadır.

Hattuşa yakınlarındaki Boğazkale ilçesinde yer alan Boğazköy Müzesi, 1966 yılında açıldı ve 2011 yılında yeniden düzenlendi. Müze, Hitit başkenti Hattuşa'dan çıkarılan eserleri sergi salonlarında tematik ve kronolojik bir teşhirde sergiliyor. Ayrıca Kalkolitik, Erken Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi, Frig, Roma ve Doğu Roma dönemleri de dahil olmak üzere çeşitli dönemlerden eserler sergilenmektedir. Öne çıkan eserler arasında 2011 yılında Berlin'den dönen Boğazköy Yerkapı Sfenksi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden bir başka sfenks sayılabilir. Hitit Salonu, krallığın siyasi ve sosyal yapısını sergilerken, bahçede Roma ve Doğu Roma kilometre taşları gibi eserler bulunmaktadır. Dini ritüellerde kullanılan Hitit Dönemi Boğa Başlı Vazo ve aslan heykellerinin bulunduğu sembolik bir giriş kapısı olan Aslanlı Kapı, önemli sergiler arasında yer almaktadır.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hattuşa, 1986 yılından bu yana Çorum ili sınırları içerisinde yer almaktadır. UNESCO'nun "Dünya Hafıza Listesi"ndeki Hitit yazılı kaynaklarına göre Hattuşa, I. Hattuşili'nin iktidara gelmesiyle (MÖ 1665-1640) Hititlerin başkenti olmuştur. Kentten kalan ve izi sürülebilen yapıların çoğunun M.Ö. 13. yüzyıla ait olduğu bilinmektedir. Kraliyet binalarının bulunduğu Büyükkale'de, direkli tünellerle çevrili avlular, konutlar, depo binaları ve büyük bir kabul odası ile büyük bir sarayın kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Hitit İmparatorluğu'nun MÖ 1200'den hemen sonra yıkılmasıyla Anadolu Tunç Çağı da sona erer. Ancak Hattuşa şehrinin topraklarının yerleşim tarihi devam etmektedir. MÖ 12. yüzyılın başlarında, Erken Demir Çağı'na tarihlenen yeni yerleşim, Frig etkilerini yansıtan bir kasabaya dönüşmeye ve ancak MÖ sekizinci yüzyılda büyümeye başlamıştır. Hattuşa'daki yerleşim Persler döneminde de devam etmektedir. Hattuşa'da ayrıca Helenistik dönem, Galatlar, Roma dönemine ait yerleşim ve sur izleri bulunmaktadır.

İnsanlığın yerleşik bir yaşam tarzına geçişinden bu yana iskan edilen bu bölge, önemli kral mezarları, içlerindeki nesneler, tapınaklar ve sivil yapıları içermesi, Hatti Uygarlığı'nı anlamak için gerekli kılmaktadır. Müzikli bir dini töreni tasvir eden kabartmalarla süslenmiş yan duvarların ortasında, 10 metre genişliğindeki anıtsal Sfenks Kapısı yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla yaklaşık 100 yıl önce başlatılan kazılardan elde edilen eserler, ören yerinin girişinde yer alan Alacahöyük Müzesi'nde sergileniyor. Tarihin ilk büyük ölçekli barajlarından biri olarak kabul edilen Gölpınar Hitit Barajı, Alacahöyük'e 500 metre uzaklıkta yer almaktadır ve Hitit İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır. Kıtlık döneminde inşa edilen baraj restore edilmiş ve günümüzde hala kullanılmaktadır.