İlk Gün
Günün erken saatlerinde Eskişehir'e gelirseniz, Porsuk Nehri kıyısında bir fincan Türk kahvesi içip güne başlayın. Keyifli bir yolculuk için enerjiye ihtiyacınız olacak. İnönü Caddesi'ndeki kafelerde Eskişehir Simit eşliğinde güzel bir kahvaltı yapın. Ardından Hamamyolu Caddesi üzerindeki tarihi Odunpazarı'na gelin.
Tarihi Odunpazarı'nda başlayan turda, 19. yüzyıl sivil mimarisinin en güzel örnekleri olan Odunpazarı'nın dar sokaklarının iki yanına sıralanan evleri arasında yürüyüş yapın. 16. yüzyılda inşa edilmiş bir Osmanlı eseri olan Kurşunlu Külliyesi ve Camii'ni ziyaret edebilirsiniz.
Kurşunlu Külliyesi'nin Tabhane adlı bölümünde yer alan Eskişehir Sanat Çarşısı'nda lületaşı, ebru, tezhip, hat, gümüş işleme ve kilim halı dokumacılığı gibi el sanatlarının en güzel örneklerini görebilirsiniz. Çarşının yanında bulunan ve dünyada sadece Odunpazarı'nda bulunan Lületaşı Müzesi'ne uğramayı unutmayın.
Odunpazarı evlerinden indiğinizde, eskiden odunlarını satmak için gelen tüccarların konakladığı, günümüzde lületaşının yanı sıra geleneksel el sanatları ürünlerinin üretilip satıldığı Atlıhan El Sanatları Çarşısı'nı ziyaret edin. Odunpazarı'nı gezmeye devam ederken Çağdaş Cam Sanatları Müzesi de ilginizi çekebilir.
Odunpazarı'nın tarihi dokusundaki tüm bu müzeleri gezerken, Eskişehir ile bütünleşen çiböreği mutlaka tatmalısınız.
Eti Arkeoloji Müzesi'ne giderek Eskişehir tarihine gidebilir, eski bir tarihi yakından tanıyabilir, interaktif uygulamalarla tarihe tanıklık edebilirsiniz.
Sabahları üzerinde yürüdüğünüz Porsuk Nehri'ndeki gondollara binmenin şimdi tam zamanı. Gondol veya tekne ile gezebilir ve şehri bu açıdan izleyebilirsiniz.
Hala vaktiniz varsa, 1961 yılında Türkiye'de üretilen ilk yerli otomobil olan Devrim'i (Devrim) Eskişehir'deyken görmeyi unutmayın.
Günü Eskişehir'in bir başka lezzeti olan Balaban Kebabı yiyerek tamamlayabilirsiniz.